GÜLİN ÖZDEMİR / SOSYAL TV

Kahramanmaraş merkezli 11 ilin etkilendiği deprem felaketinin ardından bölgeye ulaşım konusunda sıkıntı yaşanması gündem olmuştu. Peki Bursa’da deprem olursa ulaşım ne durumda olur? Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme, konuyla ilgili Sosyal TV’ye önemli açıklamalarda bulundu.

Murat İlkme: Bursa lineer gelişen bir kent

Bursa’nın lineer gelişen bir kent olduğunu ifade eden Murat İlkme, “Bursa gibi lineer kentlerde ulaşım en büyük mekânsal sorunlardan birisidir. Kentimizin coğrafyası gereği güneyinde Uludağ, kuzeyinde Ova olması sebebiyle doğu – batı yönünde lineer (doğrusal) olarak gelişim göstermiştir. Lineer gelişen kentlerde kentin giriş – çıkış noktaları arasındaki mesafenin uzaması, çalışma ve barınma alanları arası mesafenin artması, yoğun bir kent içi ulaşım talebi doğurmaktadır. Bu durum gündelik hayatımızda bile ulaşımı/trafiği kentin en önemli sorunlarından bir haline getirmektedir. Kentte yapılacak bir anket çalışmasında birinci sırada söylenecek sorunun ulaşım olacağı aşikârdır” dedi.

Murat İlkme: Ulaşım aksları oluşturamadık

“Kentimizin, kent içi ana ulaşım sistemi Ankara Yolu, İzmir Yolu, Yalova Yolu, Mudanya Yolu üzerine oturmuş durumdadır” diyen Murat İlkme, “Kentin son 60-70 yıllık tarihine bakıldığında bu ana akslara sadece Yakın çevre yolu, uzak çevre yolu ve çevre yoluna Samanlı, Şehir Hastanesi yolu gibi bağlantı yollarının eklendiğini görmekteyiz. Maalesef yıllar içinde alternatif ulaşım aksları oluşturamamışız. Kentin nüfusu her geçen gün artarken buna paralel ulaşım alternatiflerinin artmaması, trafik yoğunluğunun artmasına sebep olmuştur. Son yaşanan depremler bu tür afetlerde ulaşılabilirlik ve lojistik konusunu ön plana çıkarmıştır” diye konuştu.

Ulaşımı iki boyutlu ele almalıyız

Bursa’nın ulaşımından bahseden Murat İlkme, “Bursa'da ulaşım iki boyutu ile ele alınmalı. Birincisi; kente ulaşımdır. Yani şehirler arası yollardır. Bu boyutunda önemli olan yolların ve yollar üzerindeki sanat yapıların depreme dayanıklı olmasıdır. İkincisi ise kentiçi ulaşımdır. Burada da önemli olan kentiçi alternatif yol güzergahlarının oluşturulmasıdır. Bu noktada karşımıza çıkan konu alternatif yol güzergahlarının nasıl elde edileceğidir. Mülkiyetin kutsal olarak algılanması ve kanun yönetmeliklerimizin mülkiyeti koruyucu yaklaşımı idareleri kamulaştırma sorunu ile karşı karşıya bırakmaktadır. Kamulaştırma ile yol elde etmek çok maliyetli bir yöntemdir. Yolun imar planında tanımlanan arazi kullanım kararlarından biri olduğunu gözardı etmeyerek aslında yapılması gereken mevcut imar planlarının revize edilerek daha uygulanabilir, hayata geçirilebilir planlar elde etmemizdir. Kentimiz de uygulama imar planı düzeyinde birçok plan maalesef imar uygulamasındaki sorunlar, mevcut dokuyla uyumsuz plan kararları vb birçok sebeple uygulanamamaktadır. Bu planlar hayata geçirilemediğinden bu planlarda önerilen yollar açılamamakta, bu durum yol akslarımızı çeşitlendirmemizin önüne geçmektedir. Bir an önce bütüncül bir planlama yaklaşımı ile mevcut planlarımızı ele almamız lazımdır” şeklinde konuştu.

Murat İlkme: Sanat yapıları depreme dayanıklı olmalı

Yollar üzerindeki köprü, kavşak vb sanat yapılarının diğer bir önemli konu olduğunu ifade eden Murat İlkme, “Bu sanat yapıların depreme dayanıklı yapılması/ depreme dayanıklı hale getirilmesi elzemdir. Yukarıda bahsettiğim sıkıntılar sebebiyle kavşaklara yeterli alanlar bırakamadığımızdan trafiği çözmek için batçık – köprülü kavşak gibi çözümlerin yapılması elzemdir. Bu sanat yapılarından birinin yıkılması tüm ulaşımın tıkınmasına sebep olacaktır. Hastane vb. kamusal yapıların ulaşılabilir alanlarda yer seçmesi önemlidir. Bu tür büyük kamu yapıların yer seçiminde her koşulda ulaşılabilir olmasını sağlamak zorundayız” ifadesini kullandı.

Yüksek yapılara ilişkin bütüncül bir strateji

Ulaşım aksları üzerindeki yüksek katlı yapılaşmanın da önemli olduğunu ifade eden Murat İlkme, “Maalesef kentleşme pratiğimizde bu şekilde bir algı vardır. Büyük bulvar yapılırsa yapılaşmada yüksek katlı olmalıdır şeklinde. Örnek vermek gerekirse Yalova Yolu Kentsel Dönüşüm Planı’nda öneri yükseklikler 51,50 metredir. Yalova Yolu Planı’nda ticaret adalarında önerilen yükseklikler 80,00 metredir. Mevcutta bu yerlere baktığımız zaman yapılaşma en fazla 3-4 katlıdır. Ya da Ankara Yolu Güzergahı Planı’nda önerilen yükseklikler 36,50 – 32,50 metredir. Plan üzerinde yükseklik serbest bırakılan yerlerde yapı yüksekliği genel plan notları ile 100 metre olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda yüksek yapılara ilişkin de bütüncül bir strateji belirleme gereksinimiz bulunmaktadır.”

Editör: Gülin Özdemir