Yerelden siyasete;
Uludağ’ın yeni yönetim esası ve dönemine ilişkin olarak, şüphe ve kaygılar ortaya atılıyor.
Yasa teklifine baktığımızda;
Görev, yetki ve sorumluluk açısından Uludağ’da yönetimsel bir çok başlılığa neden olan durumun aşılması, idari, zaman ve hedef açısından sonuca gidilmesine çözüm duruyor.
Velakin…
Uludağ’ın doğal kimliği, zenginliği ve niteliği açısından, yeni yönetim esasıyla fiziki deformasyon, tahribat şüphesi ve kaygısı öne çıktı.
Aslında…
Yasa teklifiyle beraber;
Eş zamanlı olarak…
Bursa’nın yerelinde;
Süreç; şeffaf yönetilebilirdi, kamuoyuyla basın iletişim kurulabilir ve bir paylaşım sağlanabilirdi.
Siyasi irade adına…
Basın toplantısıyla;
Yasa teklifinin sunumu, yönetimsel ve niteliksel başlıca unsurları, kapsam sınırları itibariyle uydu fotoğraflarıyla beraber ortaya konulabilirdi.
Böylelikle…
Son dakikaya kadar tetiklenen kuşku ve kaygıların dozu da, bugünlere gelinen kadar olmayabilirdi.
Nihayetinde;
Bir siteye mi, bir coğrafi bölgeye yönetici mi seçiliyor, kazanımlar ne olacak ve ne gibi koruyucu önlemler baki kalmaya devam edilecek?
Açıkçası…
Geçen haftalarla;
Soru işaretlerine sorumlu ve güvence görülmek, göğüslemek, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin üzerine kalmış oldu.
Elbette ki…
AK Parti Bursa Milletvekilli Hakan Çavuşoğlu’nun öne çıkan bazı açıklamaları da, ancak bazı köşe yazılarına sıkıştı.
Dün…
TBMM Genel Kurulu’nda kürsüye çıkan Çavuşoğlu, ‘Uludağ Alan Başkanlığı’ ismi verilen yeni yönetim sistemi esasına ilişkin yasa teklifini anlattı.
Anlattıklarında;
Kamuoyunda oluşan ve oluşturulan soru işaretlerine yanıtlarla mesajlar verilmek isteniyordu.
Öncelikle…
Çavuşoğlu, yıllardır çok eleştirilen yönetimsel çok başlılığın ortadan kaldırılmasını, koruma ve kontrolün daha sıkı şartlarla sağlanması ve hedefe odaklanılmasını öne çıkarıyordu.
Kapsam sınırı olarak…
Uludağ’da;
Turistik işletmelere ait 2 bölgenin dışına büyüme endişesi açısından da, öncelikli mesajı vardı.
Çavuşoğlu, “Nitekim; sınırlar belirlenirken millî park faaliyetlerinin yoğun olarak yürütüldüğü Sarıalan, Kirazlıyayla, Bakacak ve Çobankaya bölgeleri sınıra dâhil edilmemiştir.” diyordu.
…Ve!
Sözlerinin devamıyla;
Ormanlık alanları da gündeme taşıyan Çavuşoğlu, “Alanın batısında ve kuzeyinde bulunan orman alanları, alanın doğusunda bulunan buzul gölleri, ‘Uludağ Alan’ sınırları kapsamı dışında tutulmuştur.” bilgisini veriyor.
Çavuşoğlu, korumaya esas statü işleyişi ve geleceğine ilişkin olarak da, “Uludağ Alan Başkanlığının kurulmasıyla alanın doğal sit koruma statülerinde herhangi bir değişiklik yapılmamakta, bu alanlarda yürürlükteki koruma mevzuatı geçerliliğini korumaktadır.” şeklinde konuşuyor.
Uludağ’ın kış turizmi ve sporlarına odaklanan düşünce anlayışıyla da, “Potansiyel kayak alanlarının bulunduğu çanak alanların dâhil edildiği…” ifadesine, özellikle dikkat çekiliyor.
Çavuşoğlu, niteliği ve doğal dengeyi bozacak fiziki büyüme, yapılaşma endişelerine karşılık, potansiyel kayak pistleri bölgelerine odaklanıyor.
Bu alanlarda;
Yoğunluğunu arttıracak, konaklamaya yönelik yeni tesislerin yapılmaycağına işaret ediliyor.
Çavuşoğlu, “Sadece kayak pistleri, doğa sporlarına yönelik yürüyüş ve keşif parkurlarıyla bu faaliyetlere yönelik mola noktaları ve kayak pistlerinin alt ve üst istasyonlarında küçük ölçekli günübirlik tesislerin kurulması öngörülmektedir” saptamasında bulunuyor.
Böyle derken…
Uludağ Alan Başkanlığı’nın, her türlü aykırı uygulamanın giderilmesini sağlamak, aykırı uygulamaya konu yapı ve tesisleri yıkmak veya yıktırmak zorunda olduğu da vurgulanıyor.
Yasa teklifi görüşmelerinde;
Muhalefetten, “Maden ocaklarına ruhsat verilecek.” şeklinde bir iddianın dile getinilmesi üzerine, bu söyleme de karşılık veriliyordu.
Çavuşoğlu, “Uludağ Alanı'nda kömür ve akaryakıt depoları, sanayi ve benzeri tesisler ile madencilik faaliyetleri ve entegre tesislerinin yapılması yasaklanmaktadır.” diyordu.
Bu sözlerin devamında;
Yeni yapılaşma geleceği açısından, “Her tesis için, Başkanlığın koyacağı esaslar dairesinde, çevre sorunu meydana getirmeyecek şekilde atık su arıtma sistemiyle donatılması zorunlu olacaktır.” bilgisine de yer veriliyordu.
Kapadokya için de ‘Alan Başkanlığı’ yönetim modeli getirilmişti, ama tartışmalara, tepkilere neden olan yeni inşaatlar ve yol açma çalışmaları, Uludağ için hassasiyeti büyüttü, önemi artırdı.
Nitekim…
Uludağ Alan Başkanlığı’nın kurulmasına ilişkin yasa teklifi, Bursa’nın kendi yerel gündemiyle sınırlı kalmadı ve Ankara Siyaseti’nin gündemine girdi.
Yasa teklifinin hazırlığı, kente yayılan ve daha katılımcı bir dönemle yapılabilirdi, yerelden yönetim esasını benimseyen ve belediyeleri öne çıkaran bir yapı ortaya çıkabilirdi.
Yasa teklifinin görüşülmesine bugün de devam edilecek, dün 5 maddesi karara bağlanmıştı.