Artık…

Bursa’nın dört mevsim turizm değeri olarak öne çıkan Uludağ için kamu yararına büyük hedef ve beklentiler, çeyrek yüzyıldır çok konuşuldu.

Uludağ’ın, küresel ekonomi forumuna ev sahipliği yapan Davos gibi, bir kimliğe kavuşması da ortaya atılıyordu.

Davos gibi olunamadı, ama…

Devlet, kendi tesislerini gözden çıkararak, bir yapılaşma tasfiyesine öncülük etti, özel işletmelerde de, tümden veya kısmen kaçak uygulamalar için de yıkımların yürütülmesi sağlandı.
Aslında…

Asıl beklenti ve hedef;

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde, Kayseri’deki Erciyes örneği gibi, kentin yerel yönetimine bırakılmasıydı.

Aynı siyasi partiye rağmen…

Merkezi yönetim, Bursa’nın yerel yönetimine olumsuz yaklaştı ve beklenmedik dille karşılık verildiği de oldu.

Yerelden yönetimle Uludağ’ın geleceğinden, olası imar gidişatı nedeniyle endişe ortaya atıldığı dahi işitiliyordu.
Erciyes’in Uludağ gibi ‘Milli Park’ statüsünde olmaması, yerel yönetimine devir kararı için tek gerekçe gösteriliyordu.

Dönelim;

Düne…

Bursa’nın AK Parti’li parlamenter imzalarıyla ‘Uludağ Alan Başkanlığı’ öngören yasa teklifi, TBMM’ye sunuldu ve komisyonlara girişi yapıldı.

Yasa teklifinin özü;

Uludağ’ı bütünsel olarak kapsamıyor, otellerin bulunduğu çifte bölge ve kayak pistleri ile sınırları konulmak üzere, temel turistik cazibesini, özelliğini esas alan sınır taksimi, yönetimi getiriyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, önceki yılın sonlarında Bursa’ya gelişinde, bir haber vermişti.

Söz konusu yasa teklifine ilişkin bir taslağın, 2022’nin ilk aylarında ilgili tarafların görüşüne sunulacağını müjdelemişti, ama süreç uzadı.
Dün;

Eşik aşıldı!
Yasa teklifi;

 ‘Yedi Kocalı Hürmüz’e benzetilen;

Uludağ için…

İlgili ana kurumları tek çatı altında toplama, kararlar alma, planlar hazırlama ve uygulamalar içerisinde olmayı idari bir yeni yapıya taşıyan teklif, parlamentonun gündemine gelmiş oldu.

‘Uludağ Alan Başkanlığı’ olarak;

Yürütmeye esas ‘Komisyon’, üst ölçekli ve danışma tanımıyla bir ‘Kurul’ faaliyeti getiriyor.

İdari, imar ve planlama, fiziki uygulama ve faaliyetler, hukuk dışı eylem ve tespitler ile yaptırımlar için ‘tek elden otoriter bir yönetimle etkin ve kolaylaştırıcı işlev’ hedefi bulunuyor.

Uludağ’ın nitelik ve özelliğine dayalı olarak, yasa teklifindeki hükümlerde, önemli detaylara işaret edelim.

‘Kültür’ ve ‘Tabiat’ koruma kurullarının hak, görev ve yetkileri, yürütmeyi yapacak ‘Komisyon’a bırakılıyor.

Bu sorumluluk devriyle;

Doğal sit alanlarının tescili, sınır değişiklikleri ve yeniden değerlendirilmesi için komisyon yetkili olacak ve uyulması gerekecek.

Bakanlık ve belediyeler gibi;

Uludağ Alan Başkanlığı’nın kurumsal yapıyla idari ve teknik yönetimi çalışmaları, fiziki çalışmaları; projeleri ve kamulaştırmaları, gelirleri ve giderleri olacak.

Uludağ’a;

Geneli itibariyle…

Oteller bölgesine, geziye, pikniğe gidiliyor.

İcraatta, destekte;

Belediyecilik, öne çıkıyor!
Son çeyrek yüzyılda;

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimsel güçlü yetki beklentisi, açıkça ifade ediliyordu.

Bakanlıklarla yetki devri veya paylaşımı açısından, Bursa’nın anakent belediyesi olarak, karşılaşılan itiraz, direniş vardı.

Nitekim…

8 yıl öncesiyle;

Bursa’nın milletvekili ve başbakan yardımcısı Bülent Arınç, yeni teleferiğin hattı için düzenlenen törendeki konuşmasını da anımsadık.

Arınç, bir bakanlığın yetki devriyle ilgili kaydedilen olumlu gelişmeye de dikkati çekiyor ve “Hedefimiz; Bursa Büyükşehir Belediyesinin Uludağ'da tek yetkili ve sorumlu hale gelmesidir.” demişti.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Uludağ’a ulaşımı sağlayan 30 kilometre yolu, genişlettiğini ve yeniden asfaltladığını özellikle anımsatalım.;

Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni planlama ve uygulamada öne çıkaran ve finansal güç sağlayan yerinden yönetim modeli beklentisi karşılanmıyor.

Yasa teklifi hakkında;

Bakanlıklar nezdindeki bir taslağın çalışmasında, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, beklenti ve itirazlarını bildirdiğini duyuyorduk.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı, turistik işletmeler ve pistlerle tek yetkili Bakanlık yapacak dönem getiriliyor.

Velakin…
İdari açıdan;

Yerelden güçlü yönetim esası, anakent yerel yönetim kurumunun güçlü şekilde olmayışıyla sağlanabilecek mi?
Gözden mi, kaçtı bilemiyoruz.

Merkezi yönetime bağlı;

Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün, girişte araçlardan aldığı ve Hazine’ye aktarılan on milyonlarca liralık ücret gelirinden doğrudan tahsis veya pay aktarımı için açık hüküm göremedik.

Ayrıca…
Yürütmeyi sağlayacak ‘Komisyon’, işlevi yavaş, görüş ve karar birliğinin sıkıntılı geçeceği bir ‘koordinasyon kurulu’ gibi duruma düşer mi?

‘Danışma Kurulu’ toplantılarına;
Üniversiteler, ilgili sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarından 1’er üyenin katılabilmesi olumlu, ama daimi olmayacak.

Olumlu dokunuşla;

Bilimsel ve hukuki tartışmaları, dava olasılıklarına karşı, verimlilik görülemez mi, tıkanıklıkların aşılması kolaylaştırılmış olmaz mı?

Pandemi döneminde;

Uludağ’ın belirli kesimlerinde, gayri hukuki yapılaşma hareketi yaşanmıştı, İmar Barışı da tuz biber ekmişti.

Yasanın nihai şekli için TBMM’nin ilgili komisyonları ve genel kurul aşamasında, ortak doğruyu güçlendiren adımlar, düzeltmeler sağlanabilir.

Bu arada…

Yasa teklifi;

Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülecek, ama Bursa’dan üye yok.